Prof. Dr. N. Reha Tandoğan - Op. Dr. Asım Kayaalp
Eklem kıkırdağının kendiliğinden iyileşme yeteneği yoktur. Kıkırdak zarar gördüğünde vücut bunu onaramaz ve hareket sisteminde ciddi sorunlara yol açar. Son yıllarda kıkırdak onarımı konusunda birçok yenilikler ortaya çıkmıştır. Klasik olarak uygulanan mikro-kırık yönteminin sonuçları 5 yıldan sonra giderek kötüleşmektedir. Otolog kıkırdak transplantasyonu adı verilen kıkırdak hücrelerinin nakli, başarılı bir yöntem olmasına rağmen iki cerrahi işlem gerektirir. İlkinde eklemden hastanın kendi kıkırdak hücrelerinden küçük bir örnek alınarak laboratuvara gönderilir. Burada üretilen ve çoğaltılan hücreler, matriks adı verilen özel bir taşıyıcı örtünün üzerine ekilir. İlkinden 6-8 hafta sonra ikinci bir cerrahi ile bu kıkırdak-matriks bileşkesi eklemdeki hasarlı bölgeye yerleştirilir. İşte bu iki cerrahi işlemi ortadan kaldırmak ve tek bir cerrahi ile kıkırdak dokusunu onarmak için dünyanın birçok yerinde farklı teknolojiler araştırılmaktadır. Bu teknolojilerden bir tanesi de matriks destekli mikro-kırık ve kemik iliği konsantresi uygulamasıdır.

Matriks destekli mikrokırık ve kemik iliği konsantresi uygulaması nasıl yapılır ?

İşlem genellikle bir artroskopi ile başlar. Artroskopi ile kıkırdak hasarının boyutu ve derinliği, ve kıkırdak onarımına uygun olup olmadığı doğrulanır (Resim 1).

Resim 1: Diz kapağı altında geniş kıkırdak hasarının görünümü
Daha sonra eklem açılarak, sağlam kıkırdak kenara ulaşılana kadar hasarlı kıkırdak altındaki kemikten kazınarak temizlenir. Kemik iliğindeki kök hücrelerden faydalanmak için kemiğe 1.5 mm çapında çoklu delikler açılır (Resim 2).

Resim 2: Hasarlı bölge temizlenmiş ve altındaki kemiğe delikler açılmış.
Hasarlı bölgenin üzerini örtmek için kollajen yapısında membran adı verilen özel örtüler kullanılır (Resim 3).

Resim 3: Hasarlı bölgeye dikilecek membranın hazırlanması.
Vücutta yıllar içinde eriyerek kaybolan bu örtü, kesilerek şekil verildikten sonra, dikişlerle sağlam kıkırdak kenarlarına tutturulur (Resim 4).

Resim 4: Membran hasarlı bölgeyi örtecek şekilde dikilmiş.
Su geçirmezliği sağlamak için örtünün çevresine fibrin yapıştırıcı uygulanır ve hücrelerin eklem içine dökülmeden üreyip çoğalabileceği bir kapalı ortam sağlanır. Özel kemik iliği iğneleri kullanılarak hastanın kendi kemik iliğinden 60 ml elde olunur. Kemik iliği kaynaklı kök hücreleri konsantre etmek için özel santrifüj sistemleri kullanılarak, 5 ml kadar kök hücreden zengin kemik iliği konsantresi elde edilir (Resim 5).

Resim 5: Kemik iliğinin alınması.
Bu kemik iliği konsantresi membranın altına enjekte edilir. Böylece kök hücrelerin kıkırdağa dönüşmesi için uygun kapalı ortam hazırlanmış olur (Resim 6). Bu kök hücreler aylar içinde eklem kıkırdağına benzer bir yapıya dönüşürler.

Resim 6: Uygulama tamamlandıktan sonraki görünüm.

Matriks destekli mikrokırık ve kemik iliği konsantresi uygulamasının sonuçları nasıldır?

Bu işlemin diz, ayak bileği, kalça ve omuz gibi birçok farklı eklemde uygulanmıştır. En başarılı sonuçlar diz ekleminde bildirilmiştir ve hastaların % 85-90'ında iyi sonuç elde edilir. Bu sonuçlar, ileri kıkırdak yenileme teknolojilerinden matriks destekli kıkırdak hücresi nakli ile benzerdir. Ancak, iki aşamalı hücre kültürü tekniklerinin aksine bir cerrahi işlem ile sonuç alınabilir.

Ameliyat sonrası dönem nasıldır?

Uygulama bölgesi ve hasarın büyüklüğüne göre değişmekle birlikte, ameliyat sonrasında 6-8 haftalık bir koltuk değneği kullanılması gerekir. Eklemi yükten kurtarmak, yeni kıkırdağın oluşması açısından önemlidir. Diz eklemindeki uygulamalarda açı ayarlı dizlikler ile diz hareketleri kontrollü bir şekilde artırılır. Dize kontrollü açılarda ve belirli bir hızda harekat veren cihazların kiralanarak kullanılması gerekebilir. Spor ve zorlayıcı aktivitelere dönüş 6-12 ay arasında değişir.

Matriks destekli mikrokırık ve kemik iliği konsantresi uygulaması benim için uygun mu?

Bu işlem dizdeki bütün kıkırdak hasarları için uygun değildir. Kıkırdak hasarının belirli bir bölgeyle sınırlı olması ve eklemin geri kalan kıkırdağının sağlam olması gerekir. İdeal uygulama yaşı 50'nin altındadır. Eklemdeki menisküs ve bağların sağlam olması veya aynı ameliyat sırasında düzeltilmesi gereklidir. Eklem hareket açıklığının tam olması şarttır. Halk arasında kireçlenme olarak bilinen yaygın kıkırdak hasarı ve ileri derecede deforme eklemlerde bu tip kıkırdak yenileme teknolojileri uygun değildir. Sigara kullanımı ve aşırı kilo, kıkırdak onarımının sonuçlarını olumsuz etkiler.

© Prof. Dr. Reha Tandoğan - Op. Dr. Asım Kayaalp