YAZAN: PROF. DR. N. REHA TANDOĞAN
ÖZEL ÇANKAYA HASTANESİ ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ KLİNİĞİ, ANKARA

Tenis yaralanmaları içinde en sık karşılaştığımız sorunlardan biri de menisküs yırtıklarıdır. Her dizde iç ve dış menisküs olarak iki adet bulunan bu conta şeklindeki yapılar, dize gelen yüklerin taşınması ve aktarılması konusunda önemli görevler üstlenirler. 1960'lı yıllarda bir önemi olmadığı düşünülen bu yapılar, diz ameliyatları sırasında nasıl olsa ileride yırtılacak diye düşünülerek çıkartılırken; günümüzde menisküslerin korunması, korunamadığı durumlarda ise yapay veya kadavradan alınan dokulara yerine konması temel hedef olmuştur. Eklem kıkırdağına binen yüklerin azaltılması ve aktarılması için bir amortisör gibi çalışan menisküslerin hasarlandığı veya çıkartıldığı durumlarda, dizde aşınma ve yıpranmaya bağlı artroz (yaygın olarak bilinen adıyla kireçlenme) riski çok artar. Beraberinde çapraz bağ yaralanması da varsa bu aşınma kaçınılmazdır.

Menisküs yırtıkları iki yaş grubunda karşımıza çıkar. Genç tenisçilerde sağlam menisküs, dize gelen şiddetli bir dönme zorlanması sonrası yırtılabilir. Özellikle ani duruş ve dönme hareketlerinin oyunun bir parçası olduğu teniste bu risk oldukça yüksektir. Yaşla birlikte vücudun diğer yapılarında olduğu gibi menisküslerde de yıpranma ve elasitikiyetini kaybetme şeklinde değişimler ortaya çıkar. Orta yaşlı tenisçilerde, bu şeklide yıpranmış menisküsler çok daha basit bir zorlanma ile yırtılabilir. Basit bir backhand vuruşu sırasında yük verilen diz üzerinde dönme sonrasında menisküs yırtılabilir.

Menisküs yırtığı meydana geldiğinde, sporcu dizinde ani bir yanma ve kopma hissi ile birlikte bir ağrı hisseder. Sıklıkla oyuna devam edemez ve hafif bir aksama ortaya çıkar. Aynı gün veya ertesi gün dizde şişlik meydana gelir ve buna bağlı diz hareketlerinde kısıtlanma olur. Birkaç gün içinde ağrı azalır ancak yırtılan menisküsün olduğu bölgede noktasal bir ağrı devam eder. Tenis sırasında bu ağrı belirgin olarak artar, sporcular genellikle hangi menisküsün yırtıldığını parmakları ile gösterebilirler. Büyük yırtıklarda, yerinden ayrılan menisküs parçası, eklem yüzleri arasına sıkışarak diz hareketini engelleyebilir. Kilitli diz olarak tanımlanan bu duruma acil cerrahi girişim gerekli olur. Daha küçük yırtıklarda, hareketli parça eklemde takılma hissine sebep olur, bazı sporcular geliştirdikleri manevralarla bu takılmayı açmayı başarabilirler.

Menisküs yırtıklarının tanısında doktorunuz sizi muayene ettikten sonra röntgen grafileri ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) tetkiklerini isteyecektir. MRG ile menisküs yırtıklarının tanısı %95'ten daha fazla bir doğruluk oranı ile konabilir. Çok ileri yaşta ve dizde yaygın artroz olan hastaların dışında, aktif bireylerde menisküs yırtıklarının tedavisi cerrahidir. Fizik tedavi yöntemleri, masaj, kas güçlendirme gibi yöntemler yırtığı tedavi etmediği gibi, tedavinin gecikmesi eklem kıkırdağında geri dönüşü olmayan aşınmalara da yol açabilir. Menisküs yaralanmalarının çok büyük bir kısmı artroskopik teknikler ile tedavi edilebilir. Anestezi altında ve ameliyathane şartlarında yapılan bu işlemde, bir kaç tane 1cm'lik delikten diz eklemine girilerek bir kamera yardımı ile eklem içi yapılar değerlendirildikten sonra menisküs yırtığının tedavisine geçilir. Bu işlem sırasında menisküs aralanmasına eşlik edebilecek kıkırdak ve çapraz bağ yaralanmalarının da tedavisi mümkündür.

Menisküs cerrahisinde temel amaç, ileriki yıllarda gelişebilecek artrozu engellemek için menisküs yırtığının tamir edilmesidir. Ne yazık ki menisküs yırtıklarının sadece % 20'si tamir edilmeye uygundur. Menisküslerin orta ve iç kesimlerinde kan damarı yoktur ve bu bölgeler eklem sıvısından beslenir. Damarsız bölgedeki yırtıklar tamir edilse bile iyileşme yeteneği çok düşüktür, bu bölgedeki yırtıklarda, parsiyel menisektomi adı verilen işlem uygulanır. Parsiyel menisektomide sadece yırtık olan menisküs dokusu çıkartılır, sağlam kalmış menisküs dokusu korunur ve
böylece kısmen de olsa menisküslerin yük taşıma işlevi devam eder. Menisküs dokusunun %50'sinden fazlası korunmuşsa bu işlemin uzun dönem sonuçları çok başarılıdır. Bazı durumlarda menisküs dokusunun tamamına yakın kısmının çıkartılması gerekir. Bu sporcularda, kısa dönemde spora dönüş mümkün olmasına rağmen, uzun yıllar içinde dizde aşınma ve yıpranma riski yüksektir.

Menisküs onarımı sonrası iyileşme oranı % 70-95 arasındadır. Özellikle genç yaşta, yaralanmadan hemen sonra yapılan tamirlerin başarı oranı daha yüksektir. Yaş ilerledikçe tamirin başarı oranları düşer. Buna rağmen, sonraki yıllarda gelişecek artroz riski göz önüne alındığında, genç sporcularda ve dış menisküs yırtıklarında tamir için bütün şartlar zorlanmalıdır. Tamir sonrası eğer iyileşme olmaz veya iyileşen menisküs tekrar yırtılırsa basit bir parsiyel menisektomi ile tekrar yırtılan doku çıkartılabilir.

Artroskopik cerrahi sonrası spora dönüş, yapılan işleme göre farklıdır. Eğer parsiyel menisektomi yapılmış, yani yırtık menisküs çıkartılmış ise, üç hafta civarında antrenmanlara başlanabilir. Kas gücü, ağrı ve dizdeki şişliğin durumuna göre 5-6 haftada müsabakaya çıkmak mümkün olur. Buna karşın, menisküs tamiri yapıldıysa müsabaka tenisine dönüş en erken 6 aydır. Bunun nedeni, menisküs iyileşmesinin çok yavaş olması ve hassas olan tamirin güçlenene kadar korunması zorunluluğudur. Menisküs tamirinden sonra 3-6 hafta arası koltuk değneği kullanımı gerekli olabilir. Hemen diz hareketlerine başlanmasında bir sakınca yoktur. Bir buçuk ay sonra yüzme, bisiklet ve kas güçlendirme antrenmanları yapılabilir. Sıçrama ve çömelme hareketleri gerektiren sporlardan 5 ay süreyle kaçınılmalıdır. Bazı üst düzey tenisçiler, müsabaka programları nedeniyle erkenden spora dönmek ve yapılan tamirin iyileşmeme riskini göze almamak için, onarılabilir bir yırtık olsa bile parsiyel menisektomi yapılmasını isteyebilirler. Bu sporcular, ileride gelişebilecek artroz hakkında bilgilendirilmelidirler.

Son yıllarda, dizde menisküs kaybının yarattığı ciddi sorunlar ve bütün yırtıkların onarılamaması nedeniyle, menisküs yerine geçecek dokular üzerindeki çalışmalar yoğunlaşmıştır. Menisküsün tamamı çıkartılan ve dizinde yakınmaları olan bireylerde kadavradan alınan menisküs dokusu nakledilebilir. Menisküs transplantasyonu olarak bilinen bu teknikte, uygun boyut ve yaşta bir vericiden, kemik blokları ile alınan dondurulmuş menisküs dokusu, artroskopi destekli bir ameliyat ile nakledilir. Karaciğer ve böbrek gibi organların naklinin aksine, iskelet sisteminde nakledilen dokular için alıcının ömür boyu bağışıklık sistemini baskılayan ilaçları kullanmasına gerek yoktur. Menisküs transplantasyonu ile 10-15 yıllık izlemde % 70 civarında başarılı sonuçlar bildirilmiştir.

Menisküsün kısmen çıkartıldığı ve diz şikayetleri devam eden hastalarda, son yıllarda menisküs implantları geliştirilmiştir. Orijinal menisküse benzeyen gözenekli sentetik materyallerden yapılan bu dokuların içine vücut hücreleri yerleşerek çoğalmaya başlar. Birkaç yıl içinde eriyen implantlar yerini menisküs benzeri bir yapıya bırakır. İnsan çalışmaları çok yeni olan bu implantlarda 1-5 yıllık izlemde başarılı sonuçlar bildirilmiştir ancak; uzun süreli takip sonuçları henüz yoktur.

Sonuç olarak, menisküs yırtıkları tenisçilerde sık görülen ve tedavisi büyük oranda artroskopik cerrahi olan yaralanmalardır. Spora dönüş süresi daha uzun ve rehabilitasyon süreci daha zor olsa bile tedavide ilk tercih menisküs tamiri olmalıdır. Tamir edilemeyen yırtıklarda, sadece yırtık bölgesi çıkartılmalı ve sağlıklı menisküs dokusu mümkün olduğunca korunmalıdır.

Sağlıklı tenisler dileğiyle…